3 Aralık 2010 Cuma

Cumalıkızık'ta Bir Gün


Cumalıkızık; plansız modernizmden planlı tarihe şahitlik edeceğiniz güzellikler bütünü. Cumalıkızık evleri kadar Bursa'nın ufak tefek taşları da gittiğinizde sizleri selamlayıp size yol gösterecek. Özellikle yağışlı bi dönemde giderseniz yolun ortasındaki suyun akışını görebilirsiniz. Cumalıkızık'ta hem orada yaşayanlarca üretilmiş ürünleri satın alabilir hem de yemek yiyebileceğiniz konaklarda afiyetle kahvaltınızı edip gün içinde de mantınızı gözlemenizi yiyebilirsiniz.
Yayınlandığı dönemde Cumalıkızık'a olan ilgiyi arttıran Kınalı Kar dizisinin etkilerini köyde hala görmek mümkün. Dİzide Nazar karakterinin ailesiyle kaldığı ev Kınalı Kar Konağı ismiyle müşterilerine hizmet veriyor. Şayet Kınalı Kar Konağı'nda kahvaltı etmek isterseniz orada karşılaşacağınız tüm karşı ikna çabalarına rağmen kahvaltınızı ortaya istemeyin. Çünkü kahvaltı ortaya gelince porsiyonu düşürüyorlar. Ayrıca en ideali 2 kişi için bir kahvaltı tabağı almak. Diğer yemek yenilebilecek mekanlar için bir şey diyemeyeceğim ama şahsi görüşüm her zaman en bilinenin en güzeli olma kaidesinin bulunmadığı yönünde. Şahsen ben bir daha Cumalıkızık'ta yemek yiyeceğimde bu yer kesinlikle Kınalı Kar Konağı olmayacak.
Şehir merkezinden otobüs veya minibüsle ulaşabileceğiniz Cumalıkızık güzel bir gün geçirmeniz için çok güzel bir alternatif. Tabi yeni yapılan bir yığın plansız ve arsanın ortasına dikilen binayı ve aralarından yer buldukça geçen yolu görerek gittiğiniz Cumalıkızık Köyü sizi zamanın güzel yapıları ve el emeği ve işlevsellik örneği yollarıyla karşılayacak şaşırmayın.

25 Kasım 2010 Perşembe

Günün Anlamsızı

Edirne'nin Kurtuluşu'nda avladıkları hayvanları gövde gösterisi yapmak istercesine gösteren ve orada ne işleri olduğu bilinmeyen avcılar.

24 Kasım 2010 Çarşamba

Butgem ve Verdiği Eğitimler


Bursa'da Meslek Edindirme ve Meslek Geliştirme Eğitimleri veren Butgem faaliyetlerine 2009 yılı itibariyle Begev'in yeni yüzü olarak devam etmekte.

Butgem'de verilen kurslar:

• Moda Tasarım
• Jakarlı ve Armatürlü Dokuma
• Kumaş Desinatörülüğü
• Konfeksiyon Kalıp Tasarım
• Otomasyon
• Sac Metal Kalıp Tasarım
• Makine Tasarım
• Sac İşleme Operatörülüğü
• Plastik Enjeksiyon Operatörlüğü
• CNC Operatörlüğü
• Web Tasarımı
• Yabancı Dil Eğitimi
• Ön Muhasebe Ve Pazarlama Programları
• CADCAM
• Boya Baskı, Desen Tasarım


Eğitimlerin tamamının ücretsiz olduğu Butgem'de ayrıca işe yerleştirmede destek veriliyor ( Şu ana kadar kursa katılanların işe yerleştirilme oranı %70).

17 Kasım 2010 Çarşamba

Arda Turan AvivaSA Reklaminda(!)

Bilerek mi seçildi bilmiyorum ama AvivaSA reklamındaki ailenin çocuğu Arda Turan'ın uzun saçlısı. Bir de bu gözle videoyu tekrar izleyelim:

Hybridle nereye kadar?



Son zamanlarda hepimizin malumu hybrid araçlar git gide daha çok otomotiv sektörünün gündemine oturuyor. Artık aracı evde dahi fişe takıp sarj edip yola koyulabileceğiz. Kim bilir belki de yurt dışından getirdiğimiz araçlarda belki de üçlü diye prizin tek demirini keseceğiz. Aslında elektrikli araç fikri başta çok mantıklı gibi geliyor olabilir ama merak ettiğim şöyle birşey var. Araçlar elektrikle çalışınca elektrik fiyatları malumunuz tavan yapacak yeni elektrik santralleri yapılacak ve gidişatın hayrini artık zaman gösterecek. Tabi bir de ülkemiz için daha bir özel olan kaçak elektrik sorunu var. Kacak elektrik kullanımının artmaması için gerekli önlemlerin alınmasını da ayrıca ümit ederek yine zamanin kollarına bırakıyoruz.
Güneş enerjisiyle giden araçlara artık sıranın gelebilmesi dileğiyle...

15 Kasım 2010 Pazartesi

Boyner'in Fish Card Kandırmacası


Yıllardır Boyner Anahtar Kart sahibiyim ve kartın nerde olduğunu dahi unuttum. Ta ki bir gün telefonum çalana kadar. Boyner'den aradığını söyleyen bir yetkili boyner kartım olduğunu ve bunu yenisiyle değiştireceklerini ve bu vesileyle alışverişlerimde %50 indirim hakkı kazanacağımı söyledi. Bense Anahtar Kart'ın bana hiçbir sorumluluk ve külfet yüklemediğini kendisinin varlığını dahi neredeyse unuttuğumu ve yeni kartta da bunun olup olmadığını sordum. Yetkili rahatlatıcı bir üslupla herşeyin aynı olduğunu sadece sunduğu imkanların fazlalığından ve adının da artık fish card olduğundan bahsetti. Ancak istemem halinde kredi kartı özelliğini açacaklarını ve istersem sadece Anahtar Kart gibi kullanıp indirim alabileceğimi söyledi. Kredi kartı istemediğimi belirttimde ise tekrar Anahtar Kart'tan farklı olmadığını tekrar etti ve beni ikna edip onayımı aldı. Ardından telefonuma gelen mesajda eksik bilgileri tamamlamam söylendi; üşenip tamamlamadım.
Geçenlerde çalan tekrar telefonum, arayan yine boynerdi. Görevli kartımın birkaç bilgisinin eksik olduğunu söyledi.Eksik bilgileri cevapladım. Sonra ben geçen ki konuşmayı anlatıp kartın kredi kartı olup olmadığını tekrar sordum. Ve cevap kısaca şuydu: Evet Kredi Kartı sadece Anahtar Kart gibi kullanamazsınız. Ben de bu durumda kartı istemediğimi ve Beni yanılttıklarını belirttim. Yalnız görevli bayan kartın zaten gönderildiğini ve bu yüzden yapabilecekleri birşey olmadığını söyledi. Telefonu kapattım ve bir mesaj geldi: Fish başvurunuz sisteme başarıyla alınmıştır. Yani bu güzide yetkililer tarafından ikidir kandırılıyordum. Akbank'a gidip durumu anlattım. Görevli beyefendi tüm iyiniyetiyle görüştüğüm kişilerin boynerden aradıklarını söyledi ve yapabileceklerimi izah edip, Boyner'in numarasını verdi. Bu arada kartı sadece Boyner Kart gibi kullanmamın mümkün olmadğını söyledi. Boyner'i aradım kartı istemediğimi söyleyip durumu şikayet ettim daha doğrusu başvurum incelendiğinden edemedim.
Gelelim günümüze; kart hala onaylanmayı bekliyor ve umarım onaylanmayacak onaylanırsa da kendim kartı iptal ettireceğim ama Boyner'den arayan iki görevlinin de gerçeği çarpıtarak, gizleyerek ve gerçeğin tersini söyleyerek insanı kandırması hoş değil. Üstelik bu kandırmacaya maruz kalan tek kişi de ben değilmişim bi akrabam başarılı bi salvoyla durumu savmış.
Örnek alınması dileğiyle: İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim. Robert BOSCH

9 Kasım 2010 Salı

Taksitçi Reklamındaki Hata



Yapı Kredi yepyeni karti Taksitçi'nin reklamları ile ekranlarda. Reklamda saclarına dip boyası yapılan ama ne hikmetse dip boyasi daha yeni yapılmışken saçının dibi çıkmış bir bayan(Burçin Bildik) karşımızda. Yapi Kredi'nin bir ürününün tanıtımında bu kadar basit bir hata açıkçası komik durmuş. Saça zaten dip boyası uygulanmış öyle görünmesinin sebebi ... diyenerin yorumlarıyla konuyu aydınlatması dileğiyle...

8 Kasım 2010 Pazartesi

Bir Sosyal Medya Eleştirisi


Uzun bir aradan sonra sinema ertesi klavye başı seansıyla tekrar karşınızdayım. Geçen hafta Sosyal Ağ(The Social Network) filmini izledim. Filmdeki açıkhava görüntüleri neredeyse hep geçe çekimiydi yani karanlık bir film ve karanlık bir hikaye(!). Aslında film tam biz Türk izleyicisine göre: doğru olup olmadığını bilmediğim bi teoriyi işliyor: Facebook nasıl kuruldu ve Facebook fikri kime aitti? Filmi usta yönetmen David Fincher yönetmiş. Müzikten sıkılan Justin Timberlake de oyuncu olarak ekibe dahil olmuş. Mark Zuckerberg'i canlandıran Jesse Eisenberg de M. Zuckerberg'in mikro versiyonu.Film hikaye olarak ilginç olmakla birlikte açıkçası kapalı mekan ve gece çekimi yoğunluğundan benim biraz içimi kararttı. Gitmeyi düşünenler için güzel bi alternatif olabilir diyor iyi seyirler diliyorum.

4 Kasım 2010 Perşembe

Michael Jackson Pepsi Rekamı

Şimdilerde Pepsi reklamlarında Seda Sayan'ı dinliyoruz. Sanırım bazı şeyler tersine gidiyor. Sahi nerde o eski hanımefendiler, beyefendiler...

31 Ekim 2010 Pazar

Radyo Venüs'ün Sloganı


Size göre burda mutlaka bir müzik vardır. Evet görüldüğü üzere slogan bu. Ama bu cümle oluşturulurken hiç mi kimsenin gözüne çarpmamış hiç kimse yahu bu nedir böyle bir ifade şekli mi var? Hiç mi kimse daha da yanlış yazamazdık dememiş anlamadım. Cümleyi okuyunca kendimi sanki bir mağazaya girip istediğim bedende bir adet müzik bulabilmiş gibi hissediyorum.

30 Ekim 2010 Cumartesi

Bratwurst : Mutluluğun Lezzeti


Bratwurst ; en kısa ifadeyle sucuk krallığının lezzetteki doruğu. Beyaz bir tavuk sucuğu düşünün henüz kendisini keşfetmenizi bekleyen utangaç ve içine kapanık. Bır fırın veya ızgara düşünün büyüleyici bir kokuyla dolmak isteyen onları kavuşturun ve mükemmel buluşmayı izleyin. Utangaç bratwurstun nasıl da kendine geldiğini renginin git gide nasıl koyulaştığını nasıl her saniye daha da lezzetli bir hale geldiğini izleyin sonra bu birlikteliğe bir son verip kendinizi ödüllendirin bratwurstu hardalla buluşturun, ice tea ile buluşturun, artık bu lezzeti hakeden midenize sunun. Afiyet olsun.

29 Ekim 2010 Cuma

Gülümseyin Çekiyoruz



Bursa'da mobese ile trafik cezası sistemi devreye girdi. Artık hızımızı yol kenarındaki beyaz şahin değil kamera gözetleyecek. Eğer trafik ihlali varsa ceza kesilip eve gönderilecek üstelik suç delili olan fotoğraf karesiyle. Tabi bu sistem kural tanımaz sürücülerin yoğun olduğu şehirde ne derece caydırıcılık yaratır bilinmez ama tabi ki çok güzel bir uygulama. Yapılan hatalara karşı caydırıcı ceza beklemeksizin ister aklımızla istersek de yine kendimizde mevcut olmasını ümit ettiğimiz vicdanımızla hareket etsek hepsinden daha güzel olur tabi. Sonuçta bu cezalar da hep insanların daha güvenli ve sağlıklı yaşayabilmesi için. Bizi biz kontrol edelim kameraya gerek yok. Varsa buyrun o da devrede.

26 Ekim 2010 Salı

Hayat Yağmurlu mu?


Bir çiçek açıyor bi yerlerde henüz yeni başlıyor hayata nerde açtığını seçemeden belki bir ağacın gölgesinde belki bir arazide. Bir çocuk doğuyor nerde doğduğunu bilemeden, belki huzurlu bir şehirde belki bir savaşın içinde. Tepemizde güneş açıyor bazen bazen yağmur üstümüzde. Bazen biz gözyaşı döküyoruz bazen gökyüzü. Bi aslan doğuyor bi yerlerde kim bilir belki ormanın derinliğinde belki bi kafesin içinde. Doğada korku salanı da oluyor, biletle izlenileni de. Akarsu olmakta var bardakta durmakta. Birbirimizden çok farklı olsak da hepimiz aynı hayatı yaşıyoruz aslında. Gökyüzünü yaşıyoruz hayatta. Hayat yağmurlu mu? Güneşli olduğu kadar.

24 Ekim 2010 Pazar

Formada Kalitesizlik


Aslında blogun sporla yolu ilk kesişen yazısıyla karşınızdayım. Tabi söz konusu forma olduğundan sadece yollar kesişti henüz.
Geçen hafta Bursa YKM mağazasına gittim ve yeni sezon (2010-2011) formaları geldi mi diye adidas standına bakınırken önce formayı ardından dikkatimi çeken bi detayı buldum yanımdaki hvet yazarı arkadaşımla. Fotoğfafta da görüldüğü üzere Galatasaray'ın lisanslı formasında Galatasaray logosunu çevreleyen bi dikdörtgen alan bulunmakta ve formanın olması gereken halinde böyle bir şey tabi ki yok. Yani bu bir hata ve hatalı ürün 93 TL fiyatındaki ADIDAS marka bir ürün. Üstelik resmi tedarikçi ADİDAS ürettiğimi formalara takımın logosunu da etikete yanlış basmış ( G Harfi S Harfi ile kesişim noktasında S nin üzerinden geçiyor). Logodaki iz oradaki tüm somon formalarda bariz bir biçimde belliydi. Aklıma gelen soru şu üretim aşamasında kalite kontrolü yapılmıyor mu ve ADIDAS ürünü alırken bunlarla karşılaşmak tuhaf değil mi?