16 Ekim 2013 Çarşamba

Türkiye'de Yolunda Giden Şey


Eğitim: Sürekli degistirilmekte  ve sorgulamayı, düşünmeyi, öğretmeyi amaç edinmekten uzak

Özgürlük: Farklılıklara değil saygı göstermek tahammül etmeye zorlanılmakta

Ekonomi: Gelir dağılımı diye birşey yok. Gelir dağıtımı ve ardından kalanlanlar var

Sanat: Saygı gösterilmeyen ve zaman zaman ahlak ve din dışı bulunan bir alan

Kültür: Sadece örf ve adet olarak algılanmakta

Spor: Uluslararası arenada herhangi bir saygınlığı yok. Herhangi bir spor dalında ekol olabilmekten cok uzak

Siyaset: Yalan söyleme ve para kazanma sanatı olarak düşünülürse başarıyla icra edilmekte

İnsan:  Asya ve Avrupa'nın arasında kalmış ve karakterinde bu yüzden bütünlük olmayan bilgili ve kendinden emin olanının da bilgisiz ve bilgiye kapalı olanının da özünde aynı oldugu  insanlar çoğunluğundan oluşuyor

Güç: Gücün şiddetten ve sertlikten geldiğine inanılıyor

Mütevazilik: Turk toplumun temelini olustursa da artik varligindan söz etmek pek mümkün değil

Ahlak: Başkaları yapılanı farketmediği sürece herkes yüksek ahlak sahibi

Aile: Aileler Yeni kuşaklara doğruyu ve sorgulamayı değil kendi doğrusunu öğretme odaklı olduğu için kuşak degişiminden pek birşey beklememek gerekiyor

Yargı: Adalet dagıtmaktan oldukça uzak bir durumda

Sanayi: Buyuk çoğunluğunu fason uretim ve yan sanayi oluşturmakta

Sosyal haklar : Sosyal haklar maddi külfet gibi görülüp yerine sadaka kültürü benimsenmekte

Bu şekilde düşününce Türkiye'de yolunda giden hiçbir şey yok ama biraz daha düşünecek olunursa yolsuzluğun gerek ekonomik gerekse de düşünsel olarak Türkiye'de yolunda giden tek şey olduğu düşünülebilir.

7 Mayıs 2013 Salı

Biz de mi küselim?

Malumunuz bu sıralar silüet konusu popüler bir konu.
Haberimizin konusu ise Erdek'in girişindeki görüntü. Karadan denizle ilk bakışma anı. Ama artık bu görüntüde tüm uyumu bozan bir bina var.  O bir hastane.  Yeni yapılan bir binanın yüksekliğine dikkat edilmeyip tüm bütünselliği bozmasına müsade etmek geri dönülmez  görüntü bozukluğuna sebep olmuş.
Keşke bazı güzellikleri korumakta biraz daha duyarlı olsak.





23 Nisan 2013 Salı

Belediye sen önce kendi işine bak!

Bursa Paşaçiftliğinde insanlar kestirme olan boş ve bakımsız, yıkık dökük, kah yamuk yumuk tuğlalı, kah rastgele telli arsadan geçmesin diye belediye arsa sahibine telle geçişleri engelleme önerisinde bulunmuş ve arsa sahibi de büyük bir özenle bu öneriyi gerçekleştirmiş. Hatta bir de tabela hazırlatıp asmış ki geçemeyenler yanlıs kişilerin kulaklarını çınlatmasın. Belediye şehrin göbeğindeki o alanın bakımsız düzensiz hatta harap halini, kaldırımlardaki akıl almaz çukurları kendine görev edinmemiş ; vatandaşın ortamın düzensizliğine karşı yarattığı pratik patika yolları dert etmiş her zamanki gibi.





17 Ocak 2013 Perşembe

Işık Sizi Korur

İstanbulda trafik ışıklarının direkleri de trafik ışığının rengine bürünecek.
Yerli led aydınlayla gövdenin tümü aydınlatılacak ve yüzde seksen enerji tasarrufu sağlanacak. Aydınlatılan tüm gövde sayesinde ise
Hangi renk ışık yandığı bu şekilde çok daha uzaktan farkedilebilecek.
Ama o ışıklara giderken çukurlu, şeritsiz, olanı da yağmur yağdığında görünmeyen yollarda gideceğiz.
Trafik polislerinin trafik kurallarina uymadığı ve birkaç ihlal hariç çoğu ihlalin önemsenmediği ve bozuk farlı araçlarla trafikte ilerleyeceğiz.
Yani birşeyleri düzeltmek yerine yine müteahhit yaklaşımıyla bir şeyi söküp yenisini koyacağız. Sorunun kökü nerede?
Gözardında.


16 Eylül 2012 Pazar

Geçmiş Gelecekten Öteyse Gelecek Gelmiş Ne Çare


Birikim sadece insana dair degildir. Her şeyde bir birikim vardır.
Şehirlerde de.
Ama şehirlerin birikimine insanlar etki eder. Katkı da sağlayabilir. Engel de olabilir. Bursa'da insanların bir kısmı birikime zarar verme yolunu seçmiş.

Neden mi?

1900'lerin başında Mudanya'dan şehir merkezine trenle gidilebiliyordu. Üstelik yazları yazlık trenle.

1930 ve 1940'li yıllarda İstanbul ve Bursa arasindaki en önemli ulaşım araçlarından biri Bursa-İstanbul vapuruydu.

Bursa Hava Yolları yine geçmişte varolan bir kuruluştu.

Peki ne oldu da bu yapılanlar yok oldu ve geçmişin gerisine ulaşmaya çalışır hale geldik?

3 Eylül 2012 Pazartesi

Yalnız Şampiyon

Olimpiyatlara en kalabalık sporcu kafilesini gönderdik diye övünen hatta bunu gövde gösterisi haline getiren ülkemizde, paralimpik olimpiyatlarında rekor kırarak birinci olan sporcumuz Nazmiye Muslu sahte NIKE ayakkabı ile yarışıp bize birincilik ve rekor mutluluğunu tattırdı.
Sayıya odaklananlar ve olimpiyat oyuncuları için özel tasarlanmış SARAR kıyafetleri defile ile tanıtanlar Nazmiye Muslu icin nasıl spor ayakkabı konusunu atlamişlar ?
Nazmiyenin tasidigi ay yıldız degil mi?

6 Mayıs 2012 Pazar

Renkli Rüyalar Ülkesi



Efendim gün geçmiyor ki fantastik bakış açılarıyla karşılaşmayalım. En yeni fantastik durum bir reklam filminden
( bu metin yazılırken gerçekleşebilecek daha yeni fantastik durumları kapsam dışında tutuyorum). Yıldızlarımız Harvard'lı Emily ve Harranlı Emine. Emily yıllarca Emine'den daha iyi imkanlarla yetişmiş. Emine ise zorluklar içinde büyümüş. Yıllar sonra Emily Harvard'da Emine Harran Üniversitesi'nde üniversiteye başlamış. Bir gün ikisi de internete girmiş. Emily bekle bekle sıkılmış yavaş internet yüzünden. Emine ise hemen indirmiş internetten istediklerini. Emily internete wifi ağından ücretsiz biçimde Emine ise hatrı sayılır bir bedel ödeyerek giriyormuş... Bir tıkla muasır medeniyetler seviyesine yükselen Emine artık Emily ile arasındaki tüm imkan farklılıklarını kapatmış ve hatta artık öne geçmiş.
Çünkü şimdi Türkiye zamanıymış.
Bu masal da burada bitmiş... 
Emily yaşamına sahip olduğu güzel  imkanlarla devam etmiş. Emine de laptopu kapatıp sorunlarla yüzlemiş.