film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Kasım 2010 Pazartesi

Bir Sosyal Medya Eleştirisi


Uzun bir aradan sonra sinema ertesi klavye başı seansıyla tekrar karşınızdayım. Geçen hafta Sosyal Ağ(The Social Network) filmini izledim. Filmdeki açıkhava görüntüleri neredeyse hep geçe çekimiydi yani karanlık bir film ve karanlık bir hikaye(!). Aslında film tam biz Türk izleyicisine göre: doğru olup olmadığını bilmediğim bi teoriyi işliyor: Facebook nasıl kuruldu ve Facebook fikri kime aitti? Filmi usta yönetmen David Fincher yönetmiş. Müzikten sıkılan Justin Timberlake de oyuncu olarak ekibe dahil olmuş. Mark Zuckerberg'i canlandıran Jesse Eisenberg de M. Zuckerberg'in mikro versiyonu.Film hikaye olarak ilginç olmakla birlikte açıkçası kapalı mekan ve gece çekimi yoğunluğundan benim biraz içimi kararttı. Gitmeyi düşünenler için güzel bi alternatif olabilir diyor iyi seyirler diliyorum.

2 Aralık 2008 Salı

Devrim Arabaları


Devrim arabalarının varlığını ilk kez tarih hocam Yalçın Ölmez sayesinde derste öğrenmiştim. O günden sonra da içimde hep bir niye sorusu kalmıştı. Niyeyse pek bahsedilmiyor pek bilinmiyordu ilk yerli arabamız Devrim'in ne kendisi ne hikayesi. Ama Tolga Örnek bu konuda çok önemli bir toplumsal görevi üstlenerek birçoğumuzun varlığından pek haberdar olmadığı bu hakikatimizi bizlere mükemmel bir sinema filmiyle hem yapımcısı hem yönetmeni olarak sundu ve kendi adıma bu film benim hayatımda izlediğim en güzel Türk filmi .Filmin başından sonuna kadar filme tutuklu kalıp, bitmemesini istedim. Belki de böyle gurur duyulacak (eşsiz) mühendislerin yaptıklarına, bu kadar yakın olduğum için . Film potansiyelimizi olduğu kadar bir şeyleri başarmaya çalışırken göze almamız gerekenleri de çok güzel yansıtıyor beyaz perdeye ve mühendislerimize canı gönülden bir teşekkür borcumuz olduğunu da hatırlatıyor yapılanların üzerinden yıllar geçmiş olsa bile. Devrim Arabaları'nı gideceğiniz filmler arasında ilk sıraya koymanız dileğiyle ...

23 Şubat 2008 Cumartesi

Recep İvedik




Haydi hayırlı olsun bir süredir tanıtımlarını izlediğimiz yerli komedi filmlerinin ilki gösterime girdi, iyi de etti . Zira film başından sonuna kadar yüzde tebessümü sabit kılıp sık sık da kahkaha üst moduna çıkarmakta. Recep İvedik 'in bir iş adamının kaybolan cüzdanını bulup teslim etmeye gittiği otelde çocukluk aşkını görmesini işleyen film konusu itibariyle duygusal öğeler ve güzel mesajlar da içermekte. Ayrıca filmin devamı da çekilecek gibi duruyor...
Kısaca güzel bir komedi filmi çıkmış ortaya. Darısı diğer gösterime girecek başta yerli komedi filmlerinin başına... Saflığın ve kahkahanın sadece filmlerde kalmaması dileğiyle iyi seyirler...

28 Ocak 2008 Pazartesi

Deli rüzgar , Ulak

Gnctrkcll sağolsun deyip sinemalara sıklıkla uğradığımız şu günler zaman zaman zoraki yaşanan ama eşsiz zevkler veren anları yaşamaya çok müsait. Sadece sinemaya gidelim dedik sıkıntıdan ve vizyonda ne olduğunu bilmeden şu filme gidelim dedik. O film Uzak mı ? Ulak mı? Bu ne Arapça mı ? sorularını bir kenara attık Çağan Irmak yapmışsa - kaç filmini izlemişsek?- Maskeli Beşler Bilmemne'den her türlü iyidir diyerek bileti alırken gnctrkcll kampanyasının yarı yıl tatilinde geçerli olmadığını öğrenerek ilk şoka uğradık. Salona girerken ikinci şok ise bizden (2 kişi) başka sinema salonunda sadece 5 abinin daha olduğunu görmek oldu. Sanırım film afişinde sakallı amca olunca, her sakallıyı dedesi sanan gömlekli kumaş pantolonlu terlek* bıyıklı bir kaç kişi daha gelmeye karar vermiş.

Herneyse Babam ve Oğlum sonrası çok yüksek beklentiler olduğu gayet açıktı. Konuları inanılmaz farklı.

Filme zamansız ve mekansız denmiş ama sözlerde, hareketlerde, olaylarda buram buram tarih kokuyor ve afişinden beklenin aksine insanlara duymak istediklerini değil duyurmak istediğini yazmış yönetmiş. Bir doğu süregelen devamlı doğu masalı yaratılmış. Anlatılmak istenen öğe çok ulvi.

Çağan Irmak bu filmi izleyen ya çok sever ya da hiç sevmez demiş bence haklı. Herkese göre değil ama ;

Kısaca bugüne kadar bana göre izlediğim en fantastik Türk Filmi diyebilirim. Farkına varmadan eşsiz bir zevk yaşadım. Bence siz de izleyin.




*öyle bir şey var mı bilmiyorum.

6 Ocak 2008 Pazar

Ona bir oda ver baba

Nerden aklıma geldi bilmiyorum da defalarca izlesem yine hüzünlendiğin filmin çarpıcı sahnesi ... Yorum yapmak istiyorum ama yapmayayım.

Ona bir oda ver baba, gidecek hiç bir yeri yok.


30 Aralık 2007 Pazar

Yasamin Kıyısında.

İzlemek istediğim bir filmdi. Sağolsun Timur'dan bir kaç film aldım. Ve bunlardan biri de Yasamın Kıyısında'ydı. İzledim beğenmedim. Ekşisözlük'te yorumlara baktım, bana önerdiği ve verdiği Babel ve Crash filmlerine benzediği yazıyordu. Neyse bu gereksiz bir ayrıntı ama filmi hiç beğenmedim. Bence güzel sayılamayacak sığ bir film olmuş. Ama herkes beğenmiş ben ona şaştım.

Terörü anlatışı, Türkiye'yi gösterişi, terörle beraber çaldığı müzikler, eylemlerdeki söylemler, bayram namazı öncesi ezan okunması falan bir az çok bilenin dikkatini çeker tabi.

http://www.imdb.com/title/tt0880502/

Ama en azından görmüş olduk. Aldığı ödüllere saygı göstermek lazım. Eh ödülü verenler yabancılar. Ayrıca sanırım ben sinemadan anlamıyorum. Belki de filmi Türkçe, Almanca, İngilizce karışık izleyip anlamaya çalıştığımdan anlayamamışta olabilirim. Ama dediğim gibi bence Türkiye'yi gerçekten bilen biri için fazlasıyla sığ bir konu. Fatih Akın Türk değil mi ya ?


Kötü bir yazı oldu biliyorum. Ama hemen yazayım dedim ondan oldu.